Kendime yazıyorum. Bundan böyle en az bir buçuk ay yazma derdine düşmeyeceğimi bile bile yazıyorum. Bu, karar aldım yazmayacağım olayı değil. Esasen bu, afedersiniz, hiçbir bok olayı değil. Kendimi hale yola sokma uğraşının en ucuz basamağı, sanki bunu atarsam gerisi olduğundan zor gelmeyecekmiş adımı. İstersem her gün erken yatabilecek, erken kalkabilecek ve dersleri düzenli takip edebilecekmişim gibi. Her program aksamaya mahkumdur diyen benken...
Ve bunların hiçbir önemi de yok esasen. Ve kimi zaman hiçbir şeyin hiçbir önemi kalmadığından mıdır nedir, bir anda devleşiyor sorumluluklar. Öyle uyuma-uyanma sorumluluğu, dersti devamsızlıktı değil. İlk sorumluluğun ne bilmiyor musun? Biliyorsun. Daha diğer tüm sorumluluklarla giyinmeden evvel seni ayakta tutan oydu.
Evet, kaçarsın ya..
Kaçarken düşürdüklerin için durup da oyalanmadan, çünkü asla toplayamazsın hepsini. Gitmen gereken yere gitmeden, gösteremezsin ne de olsa dolu yada boş olan kucağını. Boş ver gitsin. Boş ver. En güzeli.
Boş ver. Üçe kadar say. Ve kaç.
Bir... İki... Üç.
1 yorum:
Şimdi de geri sayım başladı. Tekrar yazman lazım. Kalem seni çağırıyor.
Yorum Gönder