İzler izlemez bahsetmek istedim bu iki filmden ama neredeyse iki hafta oluyor ve ben onlar hakkında hiçbir şey yazmamış olmaktan rahatsızlık duyuyorum. Denemediğimden değil oysaki... Sanırım bununla ilgili söyleyebileceğim yegane şey, bu iki filmin de alabildiğine yalın ve doğal oluşu; öyle ki haklarında yazmaya çalıştığım bir sürü giriş cümlesini gözümü kırpmadan silmemin sebebi de cümlelerimin bu yalınlıkla uyuşmuyor olmalarıdır herhalde. Hikayeden bahsetmeye zaten niyetim yoktu, sevgili okur, zira ben de filmleri izlemeden evvel hikaye hakkında hiçbir şey bilmiyordum. Hatta yalnızca üç şey vardı bildiğim haklarında ki hikayeden tamamen bağımsızdılar: Erkan Can'ın oynadığı, Gemide'nin yönetmeninin Barda'dan tanıdığımız Serdar Akar olduğu ve bu ikisinin kardeş filmler sayılabileceği.
İzlediğim Türk filmleri arasında isimlerini hafızama kazıdığım sayılı filmden ikisi oluveriyorlar yine de, biri de değil üstelik, her halükarda birini diğerinden ayrı düşünemiyor olsam da neticede iki ayrı filmler. Ve evet, sadece isimleri ile belli başlı özelliklerini aklımda tutuyorum; çünkü biliyorum ki diğer ayrıntıları zamanla silinecek belleğimden, ama belki de bu yeniden izleyip tekrar aynı tadı almamı ve belki de daha fazlasını müjdeliyor olabilir, belli mi olur?! Son olaraksa, Erkan Can'ın oyunculuğunun gerçekten takdire şayan olduğunu ve kendisine müthiş saygı duyduğumu belirtmek istiyorum. Bahsetmek istediğim çok şey var, ama filmi izlerken hayret edeceğiniz diyologlardan, karakterlerin ayrıntı gibi gözüken iç karmaşalarından ve bunların aslında ne kadar ciddi olduğundan örneklerle bahsedip hikaye hakkında ipuçları vermek istemiyorum. Edinilmeli, izlenmeli.
Gemide ve Azize: Bir Laleli Hikayesi
17 Temmuz 2009 Cuma
Gönderen fortunato zaman: 7/17/2009 04:40:00 ÖÖ
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
0 yorum:
Yorum Gönder