skip to main | skip to sidebar
Fotoğrafım
fortunato
aslında..
Profilimin tamamını görüntüle

...
Çömlekçi söyle bana,
nasıl bulunur gizli bir liman,
insan kendinden bunca korkarsa
...


Mazi

  • ► 2012 (4)
    • ► Ekim (1)
    • ► Ağustos (1)
    • ► Temmuz (1)
    • ► Şubat (1)
  • ► 2011 (19)
    • ► Temmuz (4)
    • ► Haziran (2)
    • ► Mayıs (3)
    • ► Nisan (2)
    • ► Mart (3)
    • ► Şubat (2)
    • ► Ocak (3)
  • ► 2010 (13)
    • ► Aralık (3)
    • ► Kasım (1)
    • ► Ekim (2)
    • ► Eylül (1)
    • ► Temmuz (1)
    • ► Mayıs (1)
    • ► Nisan (1)
    • ► Şubat (1)
    • ► Ocak (2)
  • ▼ 2009 (17)
    • ► Aralık (1)
    • ► Kasım (3)
    • ► Eylül (1)
    • ► Ağustos (2)
    • ► Temmuz (7)
    • ▼ Haziran (2)
      • Bir film: Krabat!
      • Birkaç Film...
    • ► Nisan (1)

...
Yoksa bir an için bile olsa,
Senin kalbinin yanında
Olmak için mi yaratılmış?
...


Başka Dünyalar..

  • Yirmi İki Eylül

Siluetler

Mahzen

İnsanın başkasına söyledikleri, kendi duymak istedikleridir. Yazdıkları, okumak istedikleridir. Sevmesi, sevilmeyi istediği biçimdedir. (Tezer Özlü)

Bir film: Krabat!

20 Haziran 2009 Cumartesi


Krabat, Alman yapımı fantastik bir drama. Film her yıl yeniden gençliğine kavuşabilmek adına çıraklarından birini 'karanlığa' yollayan ve karşılığında gücünü yeniden kazanan bir değirmen ustasının, çırak olarak sahip olduğu genç adamların hayatlarına nasıl hükmettiğini trajik bir şekilde anlatıyor. Değirmen ustasının karabüyü ile olan ilgisi dolayısı ile tüm çıraklarının karabüyü ile hapsedilmiş özgürlükleri, değirmenden bir kaçışın mümkün olamayacağı gerçeği her yıl hayatta kalıp kalmama bilinmezliği ile iyice zorlanıyor. Bu değirmenden tek çıkış yolu sevgilinin yılbaşından bir gün önce gelip sevdiği çırağın özgürlüğünü ustadan istemesi, sevdiği adamı seçip kurtarması ki çırağı tanıyabilmesi hiç de kolay sayılmaz.

Usta asla sevgilinin ismini öğrenmemeli.

Krabat, 2008

Tweet

Gönderen fortunato zaman: 6/20/2009 01:00:00 ÖÖ 0 yorum    

Birkaç Film...

19 Haziran 2009 Cuma

The Spirit: Frank Miller tarafından yönetilen bir çizgiroman uyarlaması olan The Spirit, hoş detaylar üzerine kurulu bir kahraman tanıma filmi. Spirit'in hikayesini onunla birlikte öğrenirken geçmişi ile bugününü ayrı ayrı tanıma fırsatı buluyoruz. Genel olarak sevdiğimi söyleyebilirim, fakat yine Frank Miller tarafından yönetilmiş olan Sin City yüzünden diğer çizgiroman uyarlamalarını gerektiği kadar sevebileceğimi düşünmüyorum.
Turtles Can Fly: Ben bu filmde çocukların oyunculuk yeteneklerinin zirvesini gördüm. Sınırda, ABD'nin kendilerine savaşa açmasını bekleyen Irak'ın bir köyünde günlük yaşamın tüm zorluklarını omuzlayan çocukların hikayesi, pamuk ipliğine bağlı yaşamları, acıları, ölümleri... Film geneline abartıya kaçmayan, özlü bir ilerleyiş hakim ve masumiyeti tüm içtenliğiyle görüyorsunuz, fakat bir film bitişinde insanın nutku ancak bu kadar tutulabilir diyorum ve kesinlikle sarsıcı bir film olan Turtles Can Fly şiddetle tavsiye ediyorum.
Blindness: Kitabını okumadan izlediğim bu uyarlama film merak ettiğime değecek fakat daha fazlasını vermeyecek düzeydeymiş, ki filmi zihnime kazımak dururken filmine olan merakım kitabına yöneliyor Blindness'ın. Yavaş ilerleyip hızlı bitmesi dışında söyleyebileceğim yine de izlenmesi gereken filmlerden olduğudur.
Palermo Shooting: Son olaraksa bahsedeceğim, Filmekimi'nde gitmek istediğim iki filmden biri olmasına rağmen gidemediğim ve ancak şimdi izleme fırsatı bulduğum Palermo Shooting, fotoğraf makinası elinden düşmeyen Finn'in Palermo'da kendine bir çıkış yolu bulmaya çalışmasını anlatan fantastik öğeleri ve gündüzdüşleri ile oldukça hoşuma giden bir film oldu. Tüm olup biten sonlandığında ise izleyici kendine göre yorumlayabileceği pek çok şey buluyor.

Tweet

Gönderen fortunato zaman: 6/19/2009 04:23:00 ÖÖ 0 yorum    

Daha Yeni Kayıtlar Önceki Kayıtlar Ana Sayfa
Kaydol: Kayıtlar (Atom)

Blog Design by Gisele Jaquenod

Work under CC License.

Creative Commons License